Достоевский и Санкт - Петербург
Dostoyevsky and St. Petersburg
<a href=><img src="
www.kiosek.com/dostoevsky/imag…" border="0" alt=>
meşakkatli işler,hayat kavgaları ve sorunların altından kalkmaya çalışmak ; işte yaşamımızın özeti bu aslında .. tüm olan bitenin arasında 1 şeyler yazı p çizerek yorgunluğumuzu atmaya çalışıyoruz ve elbette ben ,siz ,hepimiz 3-5 kelime öğreniriz veya öğrendiklerimizi pekiştiririz diye düşünüyorum ama hemen belirteyim ; hedefim eğitmek- öğretmek değil. her neyse sonuç itibariyla hafta sonları bunlarla uğraşmayı seviyorum .. hem ne demiş efendim konuk yazarımız dostoyevski ;
'' İnsanın kendisinden yüz çevirmeye, dünyada olup bitenleri gormemezlikten gelmeye hakkı yoktur''.. dolayısıyla bu cümleyi kendimize şiar edinerek bugün yüzümüzü Dostoyevski ve St. Petersburg a çeviriyoruz..
<a href=><img src="
www.fyodormihaylovicdostoyevsk…" border="0" alt=>
efendim bugün Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ve O'nun Petersburg nu konu edineceğim.. her ne kadar 1821 de Moskova da doğmuş olsa da sınırlı süreler-daha doğrusu zorunluluklar ( sibiryaya sürgün ve moskova da kısa süreli mecburi ikamet) dışında hayatının çok önemli 1 bölümünü St. Petersburg da geçirmiştir.. belli 1 yaş dönemimin , kasvetli dünyamın tam ortasına benim davetimi beklemeden düşmüş hem döneminin ve hem de ölümünden sonra (1881) önemini, hiç kaybetmeden bugüne kadar taşımış kelimelerin üstadı, büyük Rus yazarı.. eserlerinde kasvetli, buhranlı,asi,sürekli iç çatışmalar yaşayan ama sessiz erkek karakterlerini olağanüstü betimleme yeteneğiyle, bizi sayfalar boyunca sıkmadan sürüklemiştir.. ilerleyen dönemlerde yarattığı kahramanlar psikolojik araştırmalarda örneklem olarak kullanılmıştır.
<a href=><img src="
upload.wikimedia.org/wikipedia…" border="0" alt=>
seçtiği kahramanlar psikolojik,yaşamsal sınırların uçlarında hayat bulurlar ve/fakat sanki her an kapımızı açarak içeri gireceklermiş gibi bize çok yakın dururlar.. babamızı,abimizi,kardeşimizi ve hatta bizzat kendimizi bile yakalayıveririz satır aralarında.. bu durum okuyanı zaman zaman rahatsız etse bile kitabın sonunda '' bu dünyada tek kusurlu , saplantılı ve hatta dehşeti içinde yaşayan ben değilmişim '' der kendimize de olumlu 1 pay çıkarıveririz.. en azından dünyada yaşayan tek manyağın ben olmadığını anlamıştım (amiyane).
çocukluğunu sarhoş 1 baba ve sürekli hastalıklarla boğuşan annenin ızdıraplarını seyrederek geçirmiştir. annesinin ölümünden sonra okumak için yollandığı St. Petersburg da iyice içine gömülerek , kitaplarına sığınmış ve kendisini yalnızlığa mahkum etmiştir. babası 1 söylentiye göre yanında çalışan işçiler tarafından öldürülmüştür..babasının ölümünü O daha hayattayken istediği için vicdan azabı çekerek bunalıma sürüklenmiştir. hatta O'nu yaşamının sonuna kadar takip edecek olan sara nöbetlerinin nedenin de bu suçluluk duygusu olduğu söylenebilir.
<a href=><img src="
www.fyodormihaylovicdostoyevsk…" border="0" alt=>
kumarbazdır,talihsizdir..iç çatışmalar,dengesizlikler,gel-gitler,sara nöbetleri, düş kırıklıkları,evlat acıları ve bilumum hayati girdaplar yaşar durur ömrü boyunca.. betimlemelerini uzun uzun yapar,okuyanın anasını ağlatır ama yine de insan ömrünün ve toplam insanlık zekasının en okunası ürünlerini yazmıştır..çoğumuz O'nun en azından 1 kaç eserini biliriz, o nedenle bu satırları okuyanlar sanırım yazdıklarıma hak vereceklerdir.
'' 1 çok insan mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur '' sözünü söyleyerek kendisini mi tarif ediyor yoksa bize '' adam olun '' baabında gönderme mi yapıyor diye aklımı karıştırmıştır ve aslında elbette insanın başını döndüren sözleri bununla sınırlı değil.
bu yazı daha çok uzar gider de, eserlerini belirtmeden önce cemal süreya'nın şu cümlesine kulak verelim;
"...ve bir gün dostoyevski okudum; o gün bugündür huzurum yok!" başka söze ha(a)cet ?
eserleri ;
insancıklar
öteki
beyaz geceler
netoçka nezvanova
amcanın rüyası
stepançikovo köyü
ölü evinden anılar
ezilenler
yaz izlenimleri üzerine kış notları
yeraltından notlar
suç ve ceza
kumarbaz
budala
ebedi koca
ecinniler
1 yazarın günlüğü
delikanlı
karamazov kardeşler...her zaman dediğim gibi ; dostoyevski 3-5 cümleyle anlatılmaz...lütfen okuyunuz - okutunuz...
:thumb79824334:
Dostoyevski'ye göre
''dünyada ki en taklit şehir '' ve Puşkin'e göre ise
''avrupada ki pencere'' olarak adlandırılan St. Petersburg.. Çar 1. Petro tarafından 1703 tarihinde isveçlilerden geri alınmasından sonra kurulan ve giderek büyüyerek Rusya nın başkentine doğru yolculuk yapan,acılar üzerine inşaa edilmiş muhteşem mimari eserleri ve doğal güzellikleriyle Rusyanın 2. ve Avrupanın 5. büyük şehri. yaklaşık 5 milyon insanı içinde barındırır.1914-1924 yılları arasında Petrograd ve 1924-1991 döneminde ise Leningrad adını almış ve 1991 den sonra tekrar eski ismi olan St. Petersburg 'a kavuşmuştur. 2. dünya savaşı sırasında yaklaşık 29 ay faşist Alman kuşatması altında kalan St. Petersburg bu kuşatma sonunda 3 milyonluk nüfusunun 800.000 ni bombardıman,açlık ve soğuk sonucunda kaybetmiştir. Leningrad halkı 29 ay boyunca Faşizme karşı kahramanca ve insan üstü 1 gayretle karşı koyarak 1 anlamda faşizmin dünyayı teslim almasına engel olmuştur..
St. Petersburg'un dünya kültür ve sanat hayatına armağan ettiği büyük insanlar arasında ; Dostoyevski, Çaykovski, Gogol, Puşkin, Lermontov, Rubinstein, Sergey Yasenin, Plehanov, Turgenyev, Mussonski.... ilk çırpıda sayılabilir.
Hermitage Müzesi ve sarayı, Leva nehri kıyıları,St. Simon ve Anna Kilisesi,Katerina Sarayı, şehrin her yanına dağılmış irili ufaklı yaklaşık 350 kö prü,St. Isaac Katedrali, Yusupov Köşkü ve aslında bunların dışında tüm şehir gezlip görülecek yüzlerce yer ve eserle doludur..
<a href=><img src="
www.hertfordtravel.net/imageli…" border="0" alt=>
faşizme teslim olmayarak faşistlerle hayatları pahasına çarpışan ve tarihe adlarını büyük 1 şerefle altın harflerle yazdıran tüm kahraman halklara ithafen ;
Hürriyet Kavgası
Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
dalga dalga aydınlık oldular,
yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zaptettiler yine.
Beyazıt'ta şehit düşen
silkinip kalktı kabrinden,
ve elinde bir güneş gibi taşıyı p yarasını
yıktı Şahmeran'ın mağarasını.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
nazım hikmet<a href=><img src="
www.select-a-tour.com/Tours/Hi…" border="0" alt=>
<a href=><img src="
upload.wikimedia.org/wikipedia…" border="0" alt=>
''ister tatlı,ister acı olsun,hatıra insana ıstırap verir...'' Dostoyevski